Kayıtlar

Ocak, 2021 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Moda ile Tüketimin Akıl Almaz Birlikteliği

Resim
  İnsanların hayatta kalabilmek için karşılamaları gereken belirli zorunlu ihtiyaçları vardır. Bunlar barınma, savunma, giyinme, yemek, solunum gibi temel ihtiyaçlardır. Bunların yanında kültürel ve sosyal ihtiyaçları da vardır. İnsan ihtiyaçları sonsuzdur ve insanlar bu ihtiyaçlarını tatmin etmek isterler. Tatmin sonucunda bireylerin ihtiyaçları çeşitlenir. Bu çeşitlilik zevklerine, tercihlerine, modaya ve zamana göre değişiklik gösterir. Tüketim, insanların ihtiyaçları doğrultusunda olmaktadır. Zorunlu olarak ve keyfi olarak gerçekleştirilmektedir. Bilinçli tüketim ise tüketimin gerekli ve yeterli bir şekilde yapılması anlamına gelmekle beraber, tüketim mallarının nasıl, ne zaman ve nerede tüketileceğinin bilinmesi anlamına gelmektedir. Tüketim kültürü gerçek ihtiyaçlar ile sahte ihtiyaçlar arasındaki ayrımın yok olduğu bir kültürdür. Günümüzde istek ve ihtiyaç o kadar iç içe geçmiş ki çoğu zaman aynı anlamı taşıyormuş gibi algılanmaktadır. Aslında ikisi de birbirinden çok ayrı a

Fazla Düşünmek (Overthinking)

Resim
     Düşünmek , insanın doğasında vazgeçilmez bir parçadır. Ancak zaman zaman daha fazla düşünmekten kendimizi alıkoyamıyoruz. Fazla düşünmek insanın psikolojisini olumsuz etkiler.  Fazla düşünmek ' overthinking '  aynı şeyleri defalarca düşünerek yorumlamaktır. Çok fazla düşünen insan sadece düşünce de yaşar. Ya geçmişi çok fazla düşünerek pişmanlıklarından sıyrılmak ister ya da geleceği hakkında tahminlerde bulunur. İki durumda da insan olumsuz etkilenir. Çok fazla düşünerek, kendisini mutsuzluğa, kaygılı hissetmeye iter. İş yaşamında ki veriminde, sosyal ilişkilerinde azalmalar yaşanır.   Fazla düşünmek , insanın motivasyonunu düşürür. bir olaya fazla takılarak üstünde çok düşünen insan zamanla daha da olumsuz düşüncelere kapılır.   Herkes zaman zaman bir konu üzerinde fazla düşünür, ancak günlük yaşamını etkiliyorsa orada bir dur denilmesi gerekir.     Fazla düşünmek bazı insanlarda alışkanlık halini almıştır. Geceleri uykunuzdan eden, gün içerisinde kafanızın içinde sürekl

Mutluluğu Hak Etmediğini Düşünmek

Resim
            Öncelikle mutluluğu hak etmediğini düşünüyorsan doğru yerdesin..      Mutluluğu hak etmeme düşüncesi, geçmişte yapılan yanlışlardan, hatalardan kaynaklanıyor olabilir. Geçmişte yaptığınız bir hata size "evet ben mutlu olmayı hak etmiyorum" dedirtebilir. Bunun sebebi bir türlü kendinizi affedemiyor oluşunuz. Kendinizi hayatın güzelliklerinden, duyguların ihtişamından mahrum ediyorsunuz. Mutlu olma düşüncesi sizi daha da suçlu hissettiriyor. Kendinizi mutsuz bir hayata hapsediyorsunuz. Eğer bu satırları hala okumaya devam ediyorsan bu duygudan kurtulmak istediğini düşünüyorum.       Her insan gibi sende mutlu olmayı hak ediyorsun. Hatalar yapmış olabilirsin, her insan hata yapabilir. Ama bu yüzden kendini hayatın boyunca mutsuzluğa itmene gerek var mı? Kendini affetme zamanı gelmedi mi? Geçmişte olan hataları bugüne taşımanın bir anlamı var mı? Geçmiş adı üstünde geçti artık arkanda bırakmanın zamanı. Geçmiş hatalarına odaklanmaktan vazgeç. Çünkü sen sadece hataları

Karantina Sürecini Verimli Geçirmek

Resim
       Hepimizin bildiği gibi korona ülkemize geldiğinden beri karantina sürecine girdik. Karantina sürecinden önce alışkanlıklarımız, sosyal yaşantımız, hareketliliğimiz, duygularımız bile farklıyken, şimdilerde ise alışkanlıklarımız, yaşam tarzımız değişti. Gündelik hayatımızdaki değişiklikler duygularımızı ve ruh sağlığımızı olumsuz etkiledi. Bu süreçte sosyal çevremizden olabildiğince uzaklaştık ve kendi kabuğumuza çekildik. karantina sürecini bir fırsata çevirmek sizin elinizde. Bu süreçte kendinizi değerlendirme şansınız oldukça fazla. Evet bu kötü süreç hepimizde korku, kaygı ve stres yarattı fakat unutmamalıyız ki bu geçici bir süreç olacak.       O yüzden evde kaldığınız süreci iyi değerlendirip kendinizi geliştirebilirsiniz. Yapmak istediğiniz fakat iş/okul koşturmacasından fırsat yaratamadığınız ne varsa bu süreçte yapabilirsiniz ve gerçekten istediğiniz şeyleri yaptığınızda kendinizi daha da iyi hissedeceksiniz.        Tabi ki bu süreç kolay değil. Sıkıldınız, bunaldınız, e

Kusursuzluğu Aramak

Resim
"Mükemmeli aramaya devam edersen, gerçek olan yanından geçip gidecektir". David Burns      İnsanlar hayatları boyunca bazı şeylerde başarılı olmak ister. Onaylanmak ister.  Bu yazıyı yazmamamın sebebi kendim ile ilgili fark ettiğim bir özelliğimin beni çok zorladığını görmek. Annem anlatırdı çocukluğumda her zaman yaptığım şeyin en iyisi olmasını isteyen, herkesin beğenmesini isteyen, tebrik etmesini, takdir görmeyi isteyen, başarısız olduğum durumlarda ağlayan, bunu yediremeyen, asla tatmin olmayan, başarılarımın aksine başarısızlıklarıma odaklanan bir çocukmuşum.      Ve şimdi ise durup kendime baktığımda bir şeylerin değişmediğini fark ettim. Belki de her şeyi  başarmak istemek güzel bir şey gibi görünebilir ama bu durumun beni olumsuz etkilediğini fark ettim. Çünkü bu kusursuz olma ihtiyacı vaktimden çaldı, her zaman en iyisini yapmaya çalışırken fazlasıyla yordu ve başarılarımın sonucunda kendimi değersiz ve yetersiz hissettirdi. Ve bu kadar mükemmel olmaya çalışmak iste

Bir İlişkiyi Yürütebilmek

Resim
     Öncelikle herkese merhabalar... Bu yazımda bir ilişkiyi doğru yürütebilmek için gerekli noktalara değineceğim...      İlk olarak  bireylerin aradaki dengeyi koruması gerekir. Fazla fedakarlık yapmak, onun yapması gereken şeyleri sizin üstlenmeniz, o insanı sorumluluk almaktan kaçıracak ve bir bakacaksınız tüm o sorumlulukların altında siz ezilmişsiniz. Kendinizden ne kadar verirseniz o kadar sevilmeyeceksiniz. Kendinizden verdiğiniz her işin altına kendinizi attığınız da değer kaybedeceksiniz  Ya da ego savaşına girmek, kendini ispatlamaya çalışmak dengeyi bozan durumlardır. Bu sebepten aradaki dengeyi korumak önemlidir. Siz bir adım attığınızda karşınızdaki size bir adım gelmiyorsa kendinizi geri çekmelisiniz. Çünkü her şey bir tahterevallinin iki ucu gibi siz ağır basarsanız aradaki denge bozulur.      İkinci olarak b ir ilişkinin yürüyebilmesi için kendinize ait alanınızın olması çok önemlidir. Hayatınızı sadece birine adamamalı, sadece bir kişiye odaklanmamalısınız. Bir kişiye

Bağımlı Olmak

Resim
,          Kendinize güveniniz ve kendinize duyduğunuz saygı ne kadar az ise hayatınızdaki insanı kaybetmekten bir o kadar korkarsınız. Bu korkular sizi o ilişkiye bağımlı kılar. Zamanla değersizleşir ve bir bakarsınız o korktuğunuz şeyleri yaşar hale gelmişsiniz. Bağımlı hale gelen kişi kendisinden vazgeçer bir başkasına adayarak yaşar hayatını. Tabi buna ne kadar hayat denilirse.  Sırf onu kaybetmemek adına onun istediği her şeyi yapar, asla hayır diyemez, gerekirse özgürlüğünü kısıtlar, onsuz yapamayacağını hissettirir. Çünkü onu yöneten sadece içinde yaşadığı kaybetme korkusudur. Onu bir ihtiyacı gibi görür ve o hayatında olmazsa yerle bir olacağına çok acı çekeceğine inanır. Zamanla hissettiği bu duygular onu bağımlı hale getirir.       Bağımlı hale gelen biri o insanın hayatında önemli bir yere sahip olmaz. Çünkü karşı taraf bilir ki ben ne yaparsam yapayım gitmez, gidemez. Böyle bir düşünce ile ya aldatılma yaşanır ya da o insan yaşadığı korkuyu hayatına çekerek terkedil

Kendine Güven!

Resim
       Kendine güven. Çünkü kendine güvenmeyen birey güven konusunda çevresindekilerle sorun yaşar. Ya hiç kimseye güvenmez ya da herkese güvenir. İlişkisi içerisinde hayatındaki insana, zarar görse dahi, bağımlı olmaktan kurtulamaz. Ya da tam tersine sırf bağlanmamak için ilişki yaşamaktan kaçar. Kendine güvenen birey ne başkalarına bağımlı hale gelir, ne de başkalarının düşünceleriyle hareket eder. Kendine güvenen birey kendine inanır, kendini sever, başkalarına ihtiyaç dahi duymadan mutluluk adına kendi için uğraş verir. Başkalarının düşüncelerine davranışlarına göre hareket etmezler ve kendi düşüncelerini özgürce ifade etmekten de çekinmezler. Fakat kendine güvenmeyen bireyler ise başkalarını mutlu etmek adına kendi inandıklarını, hissettiklerini, düşüncelerini yoksayarak başkalarının düşüncelerini doğru bulur ve kendi savunduklarının bir önemi yoktur onun için. Yalnız kalmak onları ürkütür ve tek başlarına kendilerini işe yaramaz hissederler. Çünkü tek başlarına başaracaklarına o

Başkalarının Penceresinden Hayata Bakabilmek

Resim
       Günümüzde başkalarının penceresinden hayata bakabilme becerisine pek sahip değiliz. "Tok açın halinden anlamaz" , diye bir atasözümüz bile geçmişte atalarımız tarafından bu durum anlatılmıştır. Aslında en çok ihtiyacımızın olduğu fakat asla gerçekleştiremediğimiz bir duygudur. Empati, kendini başkasının yerine koyarak onun içinde bulunduğu durum içerisinde anlamak ve içselleştirmektir. Yargısız, suçlamadan onun hislerini dikkate alarak davranmak çok önemlidir.       İnsanlar karşısındaki insanı dinlerken bile o kadar sabırsız davranır ki, bitirsin de sıra bana gelsin diye dakikalar sayar. Sadece sözde anlıyorum demek yerine onu dinlemek, hissettiklerini paylaşmak ilişkiniz için de iyi olacaktır.       Empati kurabilmek, iletişim becerisine sahip olanların başarabileceği bir eylemdir. İnsan ilişkileri için önemli bir etkinliktir.  İnsanlar dünyaya geldiklerinde empati yetisiyle doğar. Fakat bebek ailesinden gördüğünü benimser. Eğer aile bireyleri empati yeteneğine sahi

Bakış Açını Değiştirdiğinde Baktığın Şey de Değişir! (Max Planck)

Resim
       Aslında bakış açısı dediğimiz şey sizin hayata hangi pencereden baktığınızdır. Bakış açınıza göre hayatınızı şekillendirirsiniz. Çünkü içinde bulunduğun olaylara/durumlara göre  anlamlar yükler ve ona göre davranırız.  Olayları algılayış şeklimiz vereceğimiz kararları da etkiler. Oysa bakış açımızı genişlettiğimizde birçok seçeneğimiz ortaya çıkar.        Hayatında olumsuz bir olay olduğunda "Neden bunlar hep benim başıma geliyor?" demek yerine "Evet, başıma geldi ama bundan da bir ders çıkardım" diyebilirsen eğer hayatınızdaki odağınızı değiştirirsiniz. Aynı şekilde bir işi başaramadığınızda "Neden yapamıyorum? diyerek tüm olumsuz enerjiyi üstünüze çekersiniz ve aslında yapabileceğiniz işten umudunuzu keser ve karamsarlığa kapılırsınız. Oysa "bu işi nasıl en basit şekilde halledebilirim? dediğinizde bakış açınız değişecek ve işleri daha kolay yapabileceksiniz.        Hayatınızı "Neden hep benim başıma gelir? Neden ben? Neden hiç başaramıyorum?

Kendinizi Tanımanız İçin Kendinize Sormanız Gereken Sorular

Resim
        Kendini tanıyor musun? Neye ihtiyacın olduğunu ya da olmadığını biliyor musun? Kendini tanımanın birinci koşulu neye ihtiyacın olup olmadığını bilmektir. İnsanlar hayatları boyunca birçok şey yaparlar. Belki mutlu olarak yaptığı bir şey onu aslında yeteri kadar mutlu etmediğinin farkında bile olmayabilir.       İnsanların kendilerini tanımaları için kendilerine sormaları gereken birkaç soru vardır. Sizlere bu soruları sormak ve cevaplamanızı istiyorum. Bu sorular kendinizi tanımanıza neyi isteyip neyi istemediğinize, neye ihtiyacınızın olduğuna ya da olmadığına yanıt bulmanızı kolaylaştıracak sorular olacaktır.  Sizlere çok beğendiğim bir sözü söylemek istiyorum. “Başkalarını yenen güçlüdür. Kendini yenen ise kahramandır." Lao Tse Kendini tanı ki kahraman ol...      Şimdi başlayalım. 1- Kendini üç kelimeyle nasıl tanımlarsın? 2- Seni tanıyan insanlara kendini sormuş olsaydın, senin için yorumları neler olurdu? 3- Sahip olduğun özelliklerin neler ve en beğendiğin özelliğin

Bu blogdaki popüler yayınlar

Duygu mu? Mantık mı?

Mutluluğu Hak Etmediğini Düşünmek

Bakış Açını Değiştirdiğinde Baktığın Şey de Değişir! (Max Planck)